29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Cumhuriyetin 100. yılını büyük bir coşku ile kutlarken bizi ayrıca gururlandıran ve 100. yılda tarihi bir ana tanıklık ettik.
Bu hepimiz için gurur vericiydi çünkü doğuşuna tanıklık ettiğimiz "Zübeyde" isimli yüksek fırın yaklaşık yarım asır boyunca hizmet verecek. Çocuklarımıza, torunlarımıza "Oradaydım, o tarihi ana yakından tanıklık ettim" diyebileceğimiz ve bunu gururla anlatacağımız bir gün yaşadık.
Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yılına özel hazırlıklar sadece gösteri alanlarıyla sınırlı değil. Erdemir, eski bir efsaneyi teknolojiyle harmanlayarak Cumhuriyet coşkusunu sanayiye taşıdı. Efsane ismi 'Zübeyde' ile anılan 2. Yüksek Fırın, 29 Ekim'de ilk demirini eritti.
Yarım asrı deviren bir fırının ardından gelen 'Zübeyde', 50 yıl ve belki de daha fazlası için Türkiye'ye hizmet etmeye hazır. 45 yıl boyunca gösterdiği performansla 60 milyon ton sıvı ham demir üretimi gerçekleştiren Erdemir, yeni fırınıyla hem üretim kapasitesini artırıyor hem de çevre dostu bir yaklaşım sergiliyor.
Cüruf granüle sistemini devreye alarak su sarfiyatını önemli ölçüde düşüren Erdemir, nakliyat sırasında da döküntülerin önüne geçiyor. Fırın içerisinde toz tutma kapasitesini artıran siklon tipi sistemle çalışma alanının kalitesini yükseltiyor. Ve belki de en dikkat çeken yenilik: 'Kapalı Çevrim' soğutma sistemi. Bu sistemle fırında yapısal aşınma riskini en aza indiren Erdemir, aynı zamanda çevresel etkilerini de minimize ediyor.
Peki, bu teknolojik yatırımlar ne anlama geliyor? Daha az yakıt, daha az kömür tüketimi ve tabii ki daha az çevresel ayak izi. Türkiye'nin sanayi devi, yüzüncü yıl coşkusunu sadece bayraklarla ve marşlarla değil, somut yatırımlarla ve inovasyonla taçlandırıyor.
Sonuç olarak, 'Zübeyde' sadece bir fırın değil, Erdemir'in Türkiye'ye duyduğu güvenin ve geleceğe olan inancının bir simgesi. Bu yatırım, ülkemizin sanayi alanındaki potansiyelini bir kez daha gözler önüne seriyor. Hem çevreci, hem teknolojik, hem de ulusal bir gurur kaynağı...